İMAM MUSA SADR KİMDİR?

Bir alim, lider, düşünür, siyasetçi..

…31 Ağustos 1978’de, resmî ziyaret için gittiği Muammer Kaddafi yönetimindeki Libya’da, danışmanı Şeyh Muhammed Şahhata Yakup ve gazeteci Abbas Bedreddin ile birlikte ortadan kaybolmuş ve bir daha görülmediği gibi cesedi de bulunamamıştır..

İmam Musa Sadr 4 Haziran 1927’de Kum’un Aşkali mahallesindeki küçük bir evde alim bir ailenin çocuğu olarak doğdu. İmam Musa Sadr çocukluk ve gençlik yıllarını bu mahallede geçirdi. Sadr ailesi, Ehl-i Beyt’in yedinci imamı İmam Musa Kâzım (a.s)’ın soyundan gelmektedir.

İmam Musa Sadr ilk ve ortaokulu “Hayat” ilköğretim okulunda, liseyi de Kum şehrinde “Senayi” lisesinde okudu. 1940’ta Kum İslami İlimler Medresesi’nde derslere başladı. İlk, orta ve yüksek derecedeki dersleri bitirdikten sonra büyük üstatların içtihat derslerine katıldı, İmam Musa Sadr, medrese eğitiminin yanında üniversitede okumak için sınava giriyordu ve Eylül 1950’de Tahran Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde derslere başladı. 1953 Mayıs’ında “Antlaşmalar ve Geçerlilik” adıyla hazırladığı bitirme teziyle dereceye girerek İktisat Hukuku bölümünü bitirdi ve diplomasını aldı. İmam Musa Sadr Arapça ve Farsça’yı çok iyi konuşuyordu bu iki dilin yanında İngilizce ve Fransızca da öğrendi.

İmam Musa Sadr Aralık 1953’te babasının vefatından sonra fıkıh, usul ve felsefe vb. ilimlerde kendini geliştirmek için Necef İslami İlimler Havzası’ndaki büyük alimlerden ders almak için (Irak) Necef’e gitti ve burada 4 yıl kaldı. İmam Musa Sadr Necef’e gitmeden önce Kum şehrinde içtihad makamına ulaşmış ve her müçtehidin sahip olması gereken ihlâs, zühd ve takvasına ilave olarak feraseti, dehası, zekâsı, kişiliğini muktedir ve eşsiz bir şahsiyet haline getirmişti.

İmam Musa Sadr 1958 yılında Kum’a döndü. Şah rejiminin karanlık dönemlerinde Batı, farklı yollarla ahlaksız zihniyetini İranlı Müslüman gençler arasında yayıyordu, eğitim kurumları ve okullar bu iş için uygun bir hale getirilmişti, İmam Musa Sadr sahip olduğu sorumluluk duygusundan dolayı düşman karşısında yeni bir cephe oluşturdu ve Kum şehrinde eğitime başlayacak olan “Sadr Lisesi” adı altındaki milli okulu Milli eğitim bakanlığından gerekli resmi izinleri aldı ve okulun yönetimine geçti.

İmam Musa Sadr Aralık 1958’de Lübnan’ın önde gelen alimlerin daveti ile otuz günlük bir ziyaret için Lübnan’a gitti müslüman Şiilerin perişan halini görünce orda kalmaya karar verdi. İmam Musa Sadr Lübnan’da Müslüman gençlerin uyandırmak için camilerde, liselerde, üniversitelerde ders vermeye başladı. Lübnan o dönemler ekonomik konuda müslümanları zorluyordu, İmam Musa Sadr’ın yönetimi ile ekonomik ve kültür merkezleri açıldı. Açılan birkaç merkez isimleri; “Cebel Amil Endüstri Okulu” bu okul, marangozluk, demircilik, kaynak, elektrik, elektronik, tarım makinaları gibi önemli alanlarda 24 saat faaliyet gösteriyor ve öğrencileri dört yıl sonra mezun olarak topluma veya iş piyasasına yönlendiriyordu.

Amerikan üniversitesinde teknik mezunu olan Şehit Dr. Mustafa Çamran bu okulun sekiz yıllık başkanlığını yaptı. Bu okulun bilimsel ve teknik düzeyi oldukça yüksekti öğrenciler bunun ile beraber dini derslere katılıyor ve gerilla savaş tekniklerini öğreniyorlardı. Bu okulun faliyetleri düşmana (İsrail) korku salıyordu ve bu nedenle defalarca saldırılara maruz kalmıştı.

•”İhsan yardımlaşma derneği” bu dernek üyeleri yardıma muhtaç kişileri belirleyerek hem maddi yardım ve iş imkanı sunuyorlardı. Ayrıca kadınlar başta olmak üzere Lübnan’lı Müslüman ve Hristiyanlar bu kuruma hizmet ediyordu.

•”Beytü’l-Fetih” (Kızlar evi) bu kurum ise yetim kimsesiz kızlara dikiş ve el sanatları öğretiyordu.

•”Hemşirelik Okulu” kadınlara yönelik açılan bu kurum; kızlar profesörlerin gözetiminde kabul edilip eğitiliyor mezun olduktan sonra sağlık merkezlerine ve hastanelere gönderiliyordu.

•”Medine-i Tıbb” bu kurum sağlık ve tedavi konularında kapsamlı işler yapmış, uzun yıllar halkın herşeyden mahrum kaldığı Güney Lübnan’ın birçok kasabasında klinikler ve sağlık merkezleri kurmuştur ve yoksul ailelere birçok sağlık hizmetleri sağlamıştır.

•”Halı dokuma kurumu” bu eğitim merkezi kadınlar ve diğer yoksullar için önemli kurumlardandı bu kurumda 300’den fazla kız halı dokumayı öğreniyordu, dokunan halılar satılıp kârı yoksul ailelere ve evsiz kimselere veriliyordu.

İmam Musa Sadr Şiilerin yasal haklarının savunmak için Beyrut’a gitti ve bu konuda büyük bir mücadele başlattı. Bütün gücünü Lübnan’daki Şiiler için yasal bir meclis oluşturmak için kullandı. İlk olarak konuyu Lübnanlı Şii olmayan büyük siyasi ve dini şahsiyetlere kurma amacını anlattı ve karşı çıkıldı ama asla pes etmedi ve çabaları devam etti birkaç yıl süren sürekli kültürel ve sosyal faaliyetlerin ardından İmam Musa Sadr, Şiilerin doğal ve sosyal haklarını korumak için Lübnan’daki diğer etkin ve dini toplulukların merkezleri gibi bir merkez inşa etmek istedi. Bu amaçla onun önerisi üzerine Lübnan Parlamentosu’ndaki Şii temsilciler 1963’te Şiilerin “el-Meclisu’l İslâmî el-Şii el-Âla” adında bir meclis kurmalarına izin verilen bir hukuki plan sundular.
1970 yılının yazında Lübnan Şii Yüksek Meclisi resmi olarak faaliyete geçti ve o yılın Temmuz ayının 10’da İmam Musa Sadr meclisin başkanı olarak seçildi.

Seyyid Musa Sadr, kötü olayları ve sorunları daha gerçekleşmeden tespit etmede, önleme arayışında olan, zamanının ilerisinde olan bir kişilikti. Lübnan’da birkaç yıl kaldığı süre boyunca, bu ülkenin gençlerinin İslam’ın kutsal ideallerini araştırma yolunda fedakarlık ve cesaret için uygun zeminlere sahip olduğu sonucuna vardı. Gençlerin İslami dünya görüşü ve ideolojisi konusunda daha fazla bilinçlendirilmesini sağlamak amacıyla bölgedeki İslam düşmanlarına karşı mevcut güçlerden inanç ve canla mücadele etmek amacıyla “Mahrumlar Hareketi”ini kurdu.

Mahrumlar Hareketinin kuruluşuyla halkın idari, örgütsel, ideolojik alanda temelleri gün geçtikçe güçlendi. O dönemde sağ ve sol partilerin silahlı güçleri bulunuyordu bu ordular dini ideallerden yoksun ve yabancı ülkelerin tehditlerine karşı gerekli kuvvete sahip değildi. Lübnan’ın sınır güvenliği savunmasızdı, bu durumun ortadan kaldırılması ve Lübnan’ın iç ve dış güvenliğinin sağlanması için güçlü bir askeri örgütün kurulması gerekiyordu. 1975’in Temmuz ayında İmam Musa Sadr’ın yaptığı bir konuşmada, Lübnan topraklarını korumak için halk güçlerinden oluşan bir askeri örgütün (Emel Örgütü) kurulduğunu duyurdu.
Mahrumlar Hareketinin askeri kolu olan bu örgüt Dr. Mustafa Çamran’ın gözetiminde yürütülüyordu ve Lübnanlı gençlere gerilla eğitimi vermesinin yanı sıra İran ve diğer İslam ülkelerinde yüzlerce gence de eğitim veriliyordu.

Filistin ve İsrail sorunu ülkede gitgide artıyordu, İmam Musa Sadr, Filistin meselesinin çözümünü en acil mesele olarak değerlendirmiş ve konuyu sadece İslami bir mesele değil, aynı zamanda bir insanlık meselesi olarak değerlendirmiş, Siyonizm tehlikesi ve Filistinlilere yapılan zulme karşı insanların vicdanlarını bilinçlendirmeye çalışmıştır.

İmam Musa Sadr Filistin meselesi hakkında şöyle diyordu; “Filistin’i kurtarma çabası, İslam ve Hıristiyan kutsal mekanlarını özgürleştirme çabasıdır ve insanı özgürleştirme çabasıdır.” Aynı zamanda Allah’ın isminin yeryüzünde kirlenmesini engelleme çabasıdır; Çünkü Siyonizm davranışlarıyla Allah’ın adını kirletmektedir.

İmam Musa Sadr’ın farklı din ve mezhep mensuplarıyla yakın ilişkileri vardı. Lübnan’a gelmeden önce, lübnan’da Hıristiyanlar ile Müslümanlar bir uzaklık oluşmuş ve bu ayrılık, düşmanların planlarıyla her geçen gün daha da derinleşmişti. Lübnan’a geldikten sonra çabası ve azmi ile Hristiyanlar ve Müslümanlar arasındaki anlaşmazlığı ortadan kaldırmış birbirlerine dost etmişti.
Hıristiyan kardeşlerinin kutlama ve yas törenlerine katılmış, kendilerini onların üzüntü ve mutluluklarına ortak olarak görmüştür.
İmam Musa Sadr Onların kiliselerine gider ve onlarla dostane İlişkiler kurmuştu. Böylelikle kısa sürede bu düşünceli etkileşimler, Hıristiyan toplumunun İmam Musa Sadr’a karşı büyük bir sevgi beslemesine sebep olmuştu. > …: Alçakgönüllü, başkalarının refahını ve mutluluğunu ön planda tutan, cömertlik, anlayış ve sevgiyle hareket onun en belirgin ahlaki özellikleri arasındaydı.
İmam Musa Sadr’ın Lübnan’a gitmesi ile oradaki dini çalışmalar sebebi ile Libya hükümeti ve lideri onun en şiddetli düşmanlarından biri olarak görülüyordu.

İmam Musa Sadr Libya’da resmi ziyaret için bir gezi planladı.

31 Ağustos 1978’de, resmî ziyaret için gittiği Muammer Kaddafi yönetimindeki Libya’da, danışmanı Şeyh Muhammed Şahhata Yakup ve gazeteci Abbas Bedreddin ile birlikte ortadan kaybolmuş ve bir daha görülmediği gibi cesedi de bulunamamıştır.

etiketlerETİKETLER
Üzgünüm, bu içerik için hiç etiket bulunmuyor.
okuyucu yorumlarıOKUYUCU YORUMLARI

Sıradaki içerik:

İMAM MUSA SADR KİMDİR?