Selam olsun siz hidayet imamlarına, selam olsun siz takva ehline, selam olsun dünya ehline hüccet olan sizlere, selam olsun halk içerisinde adaleti uygulayan sizlere, selam olsun siz seçkinlere, selam olsun siz Resulullah’ın Ehli-beyti’ne selam olsun siz necva ehline (Allah’ın kendileriyle özel konuştuğu kimselere).
Şehadet ederim ki siz Allah için tebliğ ettiniz, nasihat ettiniz ve Allah yolunda sabrettiniz, yalanlandınız, size karşı kötu davranıldı, ama siz affettiniz. Şehadet ederim ki siz rüşde ermiş ve hidayet olmuş imamlarsınız. Size itaat farzdır, sözünüz doğrudur, siz davet ettiniz de icabet edilmediniz, emrettiniz de itaat edilmediniz; doğrusu siz dinin direkleri ve yeryüzünün rükünlerisiniz. Sürekli Allah’ın gözündesiniz, o sizi bütün temiz insanların sülbünden geçirdi ve temiz kadınların rahimlerinden intikal ettirdi, cahillerin cehaleti sizi kirletemedi, heveslerin fitneleri sizde ortak olamadı, kendiniz paksınız ve kaynağınız da pakdır, dini yaratan sizin vasıtanızla bizim üzerimize minnet bıraktı, böylece sizin (zikrinizi) kendisinin yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde kaldı, size salatımızı bizim için rahmet ve günahlarımız için keffaret kıldı, çünkü Allah sizi bizim için seçti, sizin velayetinizle bize minnet bırakarak yaratılışımızı tertemiz kıldı ve adımız O’nun yanında sizi tanıyan olarak geçmiş, sizleri tasdikimizle O’nun yanında itiraf edenler olarak yer almıştır.
Bu aşırı giden, hata eden, çaresiz kalan, cinayetlerini ikrar ederek size gelen, size gelişiyle kurtulmayı ve sizin hürmetinize helak olanları helaketten kurtaran Allah’ın kendisini kurtarmasını ümit eden bir kimsenin halidir, o halde benim için şefaatçiler olun. Dünya ehli sizden yüzlerini çevirirken, Allah’ın ayetleriyle alay ederken, o ayetlere sırtlarını çevirirken ben size taraf yöneldim.”
Sonra baş yukarı kaldırılarak şöyle denir;
Ey hiçbir zaman yanılmayan kaim ve sabit, ey boş şeylerden uzak ebedi ve her şeyi kuşatan zat! Kulların engelleyip tanımadıkları, hakkını hafife aldıkları ve başkalarına yöneldikleri halde beni muvaffak etmenden, beni üzerine ikame ettiğin şeyi bana tanıtmandan dolayı sana hamd olsun, benim üzerimde ve bana verdiğin şeyi kendilerinede verdiğin kavim üzerinde minnet sahibisin sen. O halde sana hamd olsun, çünkü ben senin yanında bu makamımla anılıp yazıldım O halde ümit ettiğim şeyden beni mahrum etme. Çağırdığım şeyde beni ümitsiz etme, Muhammed ve pâk Ehli-beyti’nin hürmeti hakkı için, Allah Muhammed ve Ehli-beyti’ne rahmet etsin.
Daha sonra her imam için ikişer rekat ziyaret namazı kılınır
Yorum Yaz